AZİZ MAHMUD HÜDAYİ SÖZLERİ

Aziz Mahmud Hüdayi ; Gönüller Sultanı Aziz Mahmud Hüdayi Şerefli Koçhisar da doğdu ( 1541) çocukluğu Sivrihisar’da geçti. Medrese eğitimini İstanbul’da tamamladı. Edirne Mısır Şam ve Bursa da Kadılık ve Müderrislik yaptı. Eserleri sohbetleri vaaz ve nasihatleri ile Padişahtan halka herkese yol gösterdi. 1628 yılında Üsküdar’da vefat etti. Bu yazımızda Cihan Padişahlarına yön veren maneviyat sultanı Aziz Mahmud Hüdayi nin hikmetli sözlerinden sizler için bir demet hazırladık sevdiklerinizle paylaşarak güzel vakitler geçirmenizi dileriz.

Aziz Mahmud Hüdayi nin sevenleri için şu duası meşhurdur.; “Yâ Rabbî! Kıyâmete kadar bizim yolumuzda bulunanlar, bizi sevenler ve ömründe bir kere türbemize gelip ruhumuza Fâtiha okuyanlar bizimdir. Bize mensup olanlar, denizde boğulmasınlar; ahir ömürlerinde fakirlik görmesinler; imanlarını kurtarmadıkça ölmesinler; öleceklerini bilsinler ve haber versinler ve de ölümleri denizde boğularak olmasın!..”


Şu rahmete bakın ki, insanlar bütün azalarıyla günah işlerken, sadece diliyle yaptığı tövbeyle affolunuyor.


Nefes aldığına şükret, Verdiğinede şükret, Şükür ettiğinede şükret.


Kuvvetlinin yükünü zayıflar çekerken padişaha tatlı uyku haramdır.


Murdar tohumdan temiz meyve hasıl olmaz.


Gerçeği söyleyenlerin kalbi kuvvetlidir.


Neştere yumruk vurulmaz.


Yükü hafif olanlar daha çabuk yürürler.


Meyve ile yüklü dal başını yere eğer.


Çıkrığın ardında ihtiyar kadın sana lanet ederken baş köşeden gelen aferinlerin kıymeti yoktur.


Cihân fânidîr ey gâfil, yeter taptın şu dünyaya! Yürü haydi sadâkatle ibâdet eyle Mevlâya.


Alan sensin, veren sensin, kılan sen.
Ne verdinse odur dahi nemiz var.
Hakîkat üzre anlayıp bilen sen.
Ne verdinse odur dahî nemiz var.


NASİHATLER

Ey oğul! Bir mecliste bulunduğun zaman az konuş. Sana sorulmayan şeye cevap verme. Bir şey sorulursa cevâbını bilmiyorsan, bilmiyorum de. Bilmediğine, bilmem demek ilmin yarısıdır. Eğer cevâbını biliyorsan, kısa cevap ver. Sözü uzatma. Mecliste bulunanlara imtihân için bir şey sorma. Onlarla münâzara ve münâkaşa etme. Kendini beğenerek en başa, yukarıya oturma. Edebe çok riâyet eyle. Edepsizlik her zaman ve her yerde yasak ve sevimsizdir. Her yerin kendine mahsus bir edebi vardır. Arkadaşlarına cömertlik et ve iyi muâmelede bulun. Dünyâ sevgisini gönülden çıkar. Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak yolunda senin önüne ve yoluna bir şey engel olursa onu terk eyle. Ey oğul! Dünyâ ve dünyâ nîmeti hayaldir. Gök kubbesi altında hiçbir şey aynı hal üzere kalmaz, hep değişir. Onun için dünyâ malına, makâmına ve dünyâ hayâtına güvenme. Biz bu dünyâda misâfiriz, yolcuyuz. Sonunda ayrılıp gideceğiz. Sıkıntın varsa üzülme. Bir an sonra ne olacağımız belli değil.


Hüdâyî Hazretleri, gönülden mâsivânın çıkarılıp sırf Allah muhabbetinin yerleştirilmesi :

Neyleyeyim dünyâyı
Bana Allâh’ım gerek.
Gerekmez mâsivâyı
Bana Allâh’ım gerek.

Ehl-i dünyâ dünyâda
Ehl-i ukbâ ukbâda
Her biri bir sevdâda
Bana Allâh’ım gerek.

Dertli dermanın ister
Kullar sultânın ister
Âşık cânânın ister
Bana Allâh’ım gerek.

Bülbül güle karşı zâr
Pervâneyi yakmış nâr
Her kulun bir derdi var
Bana Allâh’ım gerek.

Beyhûde hevâyı ko
Hakk’ı bula-gör yâ hû
Hüdâyî’nin sözü bu
Bana Allâh’ım gerek.


Bu dünyanın aldatıcı ve geçiciliği karşısında ikaz eder:

Kim umar senden vefâyı,
Yalan dünyâ değil misin?
Muhammedü’l-Mustafâ’yı
Alan dünyâ değil misin?

Yürü hey bî-vefâ yürü,
Sensin hod bir köhne karı.
Nice yüz bin erden geri
Kalan dünyâ değil misin?

Kastedip halkın özüne,
Toprak doldurup gözüne,
Ehl-i gafletin yüzüne
Gülen dünyâ değil misin?

Eğer, şâh u eğer bende
Her kişiyi salan bende
Kimse mekân tutmaz sende
Vîrân dünyâ değil misin?

Kimisini nâlân edip
Kimisini giryân edip
Âhir-i kâr uryân edip
Soyan dünyâ değil misin?

İşin gücün dâim yalan
Çok kişiden arta kalan
Nice kerre boşaluben
Dolan dünyâ değil misin?



Daha fazla dini söz için tıklayınız

Aziz Mahmud Hüdayi hakkında Daha fazla bilgi için tıklayınız

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir