AHMED ARİF GÜZEL ANLAMLI SÖZLER VE ŞİİRLER

Ahmed Arif ; Türk şair ve gazeteci. Asıl adı Ahmet Hamdi Önal’dır. (Doğum-23 Nisan 1923, Diyarbakır/ Ölüm-2 Haziran 1991, Ankara) Ahmed Arif Aşkı var eden sevgiyi, duyguyu, hayatta ki yaşam mücadelesini, özlemleri, acıyı ve özellikle hüznü çok güzel anlatmış şiirlere dökerek! İnsanların duygu ve özellikle kederlerine dokunarak. Bu yazımızda Büyük Şair Ahmed Arif ‘den sizler için Kitap alıntıları, güzel sözler ve şiirlerden oluşan güzel bir demet hazırladık. Ahmed Arif sözlerini İster yazılı ister resimli olarak sosyal medyada sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz. İyi okumalar dileriz.


Kendine iyi bak. Bir daha hiçbir ana doğurmaz seni.


Canım Benim, Bilir misin, ‘canım’ dediğimde içimden canımın çıkıp sana koştuğunu duyarım hep.


Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri. Asıl bizim aramızda güzeldir hasret. Ve asıl biz biliriz kederi.



Çiçek gibi insanların kalbini kırdınız, bahçeleriniz bahar görmesin.


Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça…
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz, uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni.


SEVDA SÖZLERİ

Bir daha dünyaya gelsem aynı hayatı, daha ustaca ve korkusuz yaşarım. Ama bu sefer seni tanımakta gecikmem.



Öyle yıkma kendini, öyle mahsun, öyle garip.
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne – üstüne, tükür yüzüne celladın, fırsatçının, fesatçının, hayının!
Dayan kitap ile dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile, Umut ile,
Sevda ile düş ile..
Dayan rüsva etme beni.


Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır. Üşüyorum, kapama gözlerini.


Öpüyorum ama doyamıyorum. Mutluluk ya da cehennem bu galiba. Sana doymak, korkunç ahmaklık olur. Hadi gel.


Seni aradımsa, herhâl buna ihtiyaç duydum.


Cihanda hiçbir kimse, dostunu, kardeşini, sevgilisini -acısını, ülküsünü, eğilimini, benim seni sevdiğim gibi sevememiştir. Sen aklıma gelende başım dönüyor.


Ve hep olmayacak şeyler kurarım, Gülünç, acemi, çocuksu.


Biz bu halkı sevdik
Ve bu ülkeyi.
İşte bağışlanmaz
korkunç suçumuz.


GÜZEL SÖZLER

Sabah gözlerimi sana açarım. Akşam, uykularımı senden alırım.
Nereye, ne yana dönsem karşımda mutluluğun o harikülade baş dönmesini bulurum.



Nemsin be? Sevgili, dost, yâr, arkadaş… hepsi. En çok da en ilk de Leylasın bana. Bir umudum, dünya gözüm, dikili ağacımsın. Uçan kuşum, akan suyumsun. Seni anlatabilmek seni. Ben cehennem çarklarından kurtuldum, üşüyorum kapama gözlerini.


Merhaba canım. Mektubun gecikti gene. Belki de ne yazacağını kestiremiyorsun! Oysa adını yazman yeter. Görünce içim aydınlanıyor.


Her kadında bir Kleopatra damarı vardır. Her erkekte de bir Sezar ahmaklığı.


Körsem, Senden gayrısına yoksam, Bozuksam, Can benim, düş benim, Ellere nesi?


Ben ölümü gördüm kızım -burnumun dibindeydi, birinde almış gidiyordu beni.


Ulan ne var sende be? Yeni bir tedavi şekli mi buldum yoksa? Her ne hal ise, seni düşünmek iyi geliyor bana.


Kambur, cüzzamlı da olsan benim için aynı gül tazeliğindesin. Beni idama da götürsen, dönüp yüzüne pişman bakamam. Şimdi bunca hengameden sonra nasılsın Leylim?


Yaşamaların, umutlanmaların sahiden bir anlamı kalmazsa, haber et bana suskunluğa beraber gidelim.



AŞK SÖZLERİ

Gözlerinden, burnunun, üst dudağına düşen fark edilmez incecik gölgesinden öperim canım.


Kendine iyi bak. Bir daha hiçbir ana doğurmaz seni. Bir daha hiçbir cihan bulamaz seni.


Bin yıl bahar içre ömrünü sürsün, Seni doğuran ana.


Bir gönül inceliğidir, bir insana değerli olduğunu hissettirmek.


Ve sen geçersin içimden. Bitmek bilmezsin.


Dünyanın bütün şehirleri onların olsun, tek sana yakın olayım.


Ben bütün bu iç sıkıntılarından senin var olduğunu hatırlayarak sıyrılıyorum.


Seninle dünyayı, kasaba kasaba, kıyı kıyı dolanmak isterdim. Her gün bir yaş daha gençleşir, çocuklaşırdın! Yalan değil, olacak bu. Güvenim tam.


Kurbanın olurum leylim, kendini üzme, boşu boşuna haksız yere kendini üzme, kurtar kendini. Bak yanında ben varım. Seninle olduktan sonra yapamayacağım ne vardır? Önce kendine inan, kendini sev, sonra bana bel ver, bana yaslan, bak yaşaman nasıl âsli cevherini gösterecek. Üzme hiç kendini, ölürüm sonra. Ölmek hiçbir şey değil. Sen böyle canlı, sıcak, dost, aziz ve en güzeli sevgiliyken ölmek, acı da olsa katlanılır. Ama senin bu bedbin halini görmek.. İşte mesele burada. Artık tek mısrâ yazamam, bir satır uyku uyuyamam. Yerin dibine batsın hepsi.


Beni hiç sevmedin. Gene de benim yanımda ve ben yokken benim hayalimle kaldığında olduğun gibi kal.


Dövünmek neyi çözümler? Ne dövünmek ne de düşünmek, hayatı değiştirmiyor. Hayatı, kendi icadımız fakları, prangaları zorlamak, parçalamakla değiştirebiliriz.


Sana kırgın, sana dargın, alınmış da değilim.
Bütün kahrım kendime. Sakın üzülme. Yalvarırım üzülme.


Sana yar olmağa çalışacağım. Sana layık, sana denk olabilmek. İşte ben, benim dünyadaki fonksiyonum.


Zorla beni sevmeni, bana acımanı istemediğim gibi; gene zorla bana katlanmanı da istemiyorum. Anlamanı, duymanı umarım canım.


Dünyanın en tükenmez mutluluğundayım. Ne yana dönsem sen. Elimi neye uzatsam yalnız değilim.


Şu anda yapayalnız bir dalganın üstünde boş bir konserve kutusundan farksızsam da, senden kopmanın imkânsızlığını daha bir aşkla duyuyorum. Üzerime Toroslar yıkılmış sanki. Öyle duyuyorum işte. Öyle kesin ve kudretli.


HASRET SÖZLERİ

Kaç bin kere söyleyeyim, öyle yaşatan, öyle sevdirensin ki… Seni tanımak, Seni bir kerecik bile görmek, milyarlarla yıl yaşamaktan daha dolu, daha hızlı ve daha değerlidir. Ama kime bu sözler, anlayana tabii. Seni anlamak, seni sevmek mühim ve aziz bir iştir. Zor da değil halbuki, ama İNSAN olmak lazım.


Kendine gel! Sen üzüntüye, kahra layık ve müstahak değilsin. Yaşaman, asıl senin yaşaman lazım. Hiç kimse, yaşamayı senin kadar hak edemez. Anladın mı? Sen, öyle birisin işte. Bunu belle, buna inan. Sendeki altın yürek, altın da laf mı, o canım yürek, kimselerde yoktur. Seni güzel eden, dost eden, dayanılmaz eden yine sensin. Bunu da öğren. Ve hiçbir kahraman, hiçbir aziz, hiçbir hergele sana azap veremez! Azabı, sen kendin icat ediyorsun.


Şu an, yanında olmayı dünyaya bin yıllığına yeniden gelmeğe değişmem.


Dostluk, avcumuza sıcacık bir kuş gibi konmuş bir kere. Ama bunda benim yüküm daha ağırmış ne çıkar?


Kanun yalnız biz fukaralar için var. O da cezalandırılırken sade!


Hiçbir uğraş, hiçbir umut, seni düşünebilmek, seni anlayıp sevmek, yüzüne bakabilmek kadar dolu, anlamlı ve yaşanmaya değer olamaz.


Ne güzel şey senden gayrısını tanımamak, takmamak!


Bilirsin mektuplarımı hep seninle doldurmak isterim. Başka neyim var bu dünyada, sen söyle sevgili? Ben de senin gözlerinden öperim.


Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
iki yitik hasret,
İki parça can.


Dünyanın en tükenmez mutluluğundayım. Ne yana dönsem sen. Elimi neye uzatsam yalnız değilim.


Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça.
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz, uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni.


Ahmet Arif hakkında daha fazla bilgi için tıklayınız


Daha fazla güzel söz için tıklayınız

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir