MUHYİDDİN İBNÜ’L ARABİ SÖZLERİ
Muhyiddin İbnü’l Arabî ya da tam adıyla Muhyiddîn Muhammed bin Ali bin Muhammed el-Arabî el-Hâtimî et-Tâî, ( Doğum Endülüs/ 28 Temmuz 1165 – Ölüm Şam / 10 Kasım 1240 ) ünlü İslâm düşünürü, mutasavvıf, yazar ve şair. Şeyhü’l Ekber unvanı ile de bilinir. İbnü’l Arabi ‘ye İslam dinine ve kültürüne yaptığı katkılardan dolayı “dini ihya eden/dine yeniden canlılık kazandıran” anlamında Muhyiddin lakabı verilmiştir. Bu yazımızda Muhyiddin İbnü’l Arabî ‘den sizler için bir demet hazırladık. İbnü’l Arabi ‘nin güzel ve hikmetli sözlerinden istifade etmeniz dileğiyle huzurla kalın.
Kur’an okuyucusu, Kur’an-ı Kerim’i kalbinden okuyandır.
Allah’ım maksadım sensin ve senin rızan da arzumdur.
İhtiyacı olanların yardımına, karşılık beklemeden koş.
Her halinde iyi niyetli olmağa gayret et.
Abdest, başlı başına bir ibadettir, Abdestli bulun.
Maddi hayata tapanlar, deniz suyu içenlere benzerler, içtikçe susuzlukları artar.
Üç şeyden kork ; Allah’tan, nefsinden, Allah’tan korkmayandan.
Her halinde iyi niyetli olmağa gayret et. ibadetin başı, niyettir.
Hürmetler karşılıklıdır. Sabırla öfkesini yutanın kalbine emniyet ve imanın dolacağını da unutma.
Söylediğin söze dikkat et. Örneğin, bir insan mümin kardeşine kafir dese, o kelime dediği yere gider. Eğer dediği gibiyse, orada kalır, değilse söyleyene geri gelir.
Sağlığını ve boş zamanlarını en kıymetli hazine olarak bil. Allah’ın razı olacağı işlerde, Ölçülü bir şekilde değerlendir.
HİKMETLİ SÖZLER
Allah sana servet ihsan etmişse, onu Allah’ın razı olacağı yerlere sarfet. însan, nimeti arttıkça, şükrünü artırmalı. Şükür etmeyenlerin Kalbine dalgınlık gelir. Bunların dilleri zikrullaha, kalpleri de huzura kavuşamaz.
Bir kişi kendi ihsan ve iyiliğinin bolluğundan bahsedip duruyorsa elinden çıkıveren bir kötülük (onu mahcup edip) susturuverir. Ama Allâh’ın ona ihsanının bolluğundan bahsedip duran kişi, elinden kötülük de zuhur etse susmaz (Allâh’ın ihsanından bahsetmeye devam eder).
İki iş arasında mütereddit kaldığın zaman nefse daha ağır gelenini tercih et. Zira nefse haktan gayrısı ağır gelmez.
Allah Teâlâ, kulların sâlih amel işleme arzusunun az olduğunu bildiği için ibadeti farz kılmış ve onları farziyet zincirlerine vurarak cennetine sevk etmiştir.
İbadetlere neşeli olarak başla.
Eğer söz sahibi isen, hak ile söyle, hak ile hükmet. Heva ve hevese uyma.
Kazanmak istiyorsan, önce çalış. Hürmet görmek istiyorsan, önce hürmet et. Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi öğren.
Perde açıldığı zaman her şey olduğu gibi açığa çıkar. Bunun neticesinde; bilen rahat eder, cahil ise büyük bir hüsrana uğrar. O halde ölümden önce ilim aracılığıyla kendi nefsini idrak et. Çünkü karanlık önündedir ve onda ilminden başka bir ışık yoktur. Amellerinin en şereflisi de ilimdir.
Değnek ve dalları birer birer kırmak mümkündür; ama demet haline getirdikten sonra onları kırmaya güç yetiremezsin. O halde birleşin ve birbirinizden ayrılmayın. Bilgi topluluk ve varlık pınarından doğar.
Seni senin için seven herkese güven. Çünkü bu, sahih bir sevgidir. Allah’ın kullarını sevmesi de bu kabildendir. Onları kendileri için seviyor, kendisi için değil.
DERS VERİCİ SÖZLER
Hak teala mutlak cömerttir; kim O’na gelirse, onu seçer. Kim de O’ndan yüz çevirirse, onu terk eder. Eğer Hakka icabet ederse, Hakla buluşur. Ama yüz çevirmeye devam ederse ve bu durumunu O’na varıncaya, yani bütün varlıkların gittiği yere ulaşıncaya kadar sürdürürse Hakkın kendisinden yüz çevirdiğini görür. Hakkın kendisiyle buluşmasını ister. Ona denir ki: Bu, senin yüz çevirmendir. Bu, senin suretindir. Ama sen onu inkar ediyorsun.
Kim Allah’tan başkasına bakarsa, bu bakışı onu Allah’tan uzaklaştırır. Artık, benim düşmanım başkasıdır,dememelidir. Aksine sen kendinin düşmanısın.
Hakkı idrak etmeyi engelleyen perdeler büyüktürler. Bunların en büyüğü de ilimdir. Çünkü ilim sahibi olunca, O’nu elde ettim, dersin. Herakli-yus peygamberlik bilgisine sahipti, ancak imanı yoktu, bu bilgisi ona fayda sağlamadı. Yahudiler Hz. Muhammed’in (s.a.v.) gerçek Nebî olduğunu biliyorlardı. Ama bilmeleri onlara fayda vermedi. Nefisleri onun kesin Nebî olduğunu kabul ettiği halde onu inkar ettiler. İblis, Allah’ın emrine uymanın gerekli olduğunu biliyordu, ama emre uymadı ve muvaffakiyetten mahrum kaldı.
İlme aldanma, ilimle gururlanma. İlim cehaleti ortadan kaldırır, ama mutluluğu, saadeti sağlamaz. İlme imanın eşlik etmesini sağla, o zaman nur üstüne nur olur. İlmin niçin en büyük perde olduğunu biliyor musun? Çünkü ilim sahibi kimse malumu ilmi oranında görmek ister. Oysa her malum için böyle bir istek tasavvur edilemez. Hakkı bildiğini iddia etmeyen, acizliğini ve muhtaçlığını kabul eden ve her makamda Hakka inanan kimse, O’nu görür. Bu hususta sahih bir hadis vardır. Bu ufukları aydınlatan kıvılcımın ışığında işaret ettiğimiz hakikate dikkat et.
Günümüzde olduğu gibi herkese el açıp bir şeyler isteyen dilenciler gibi olma. Çünkü bu kişiler insanların içinde himmet bakımından en düşük olanlardır. Allah katında da en kıymetsiz kimselerdir. Ve Allah’a karşı en çok iftira edenler de bunlardır.
İNANÇ SÖZLERİ
En çok yerine getirilmesi gereken hak, Allah hakkıdır.
Hakkın mahlukatı senin için yaratmasına hangi gözle baktıysan ona göre muamele görürsün.
Gerçi aşkı, tam anlamıyla tanımlamak olanaksızdır; Ama aşkı, ancak tadan bilir; tatmayan bilmez.
Dört şey var ki şeytandandır: Ağlamayan göz ,katı bir kalp ,uzun emel ve dünya sevgisi .
Bütün âlem bir kefeye, kelime-i tevhid öbür kefeye konsa, kelime-i tevhid daha ağır gelir.
Önce doğru(hak-hakikat) bilinirse, yanlış da bilinir. Fakat önce yanlış(batıl) bilinirse, doğruya ulaşılamaz.
Sakın ola ki Allah’a karşı kimseyi temize çıkarma, tezkiye etme. Kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü takva sahibinin kim olduğunu en iyi O bilir.
Gafiller arasında bulunduğun zaman bile zikrullahtan gaflet etme. Hem sen öyle bir zikret ki, onlar senin zikrettiğini bilmesinler. Arif-i Billah’ın halveti işte budur. O halk içindedir, fakat Rabbiyledir.
Şunu bil ki, mutsuzların en mutsuzu, bir ‘kitabı olduğu hâlde, yoldan sapan ve kitabına imanı olmasına rağmen kendi ‘hevâ’sına, tutkusuna esir olan insandır.
Hz. Peygamber’in tesis ettiği saf ve doğru Din Yolu’nu seç, çünkü bu yol en yüksek, en üstün ve en faydalı yoldur.
ÖZLÜ SÖZLER
Yalnızca kendi nefsiyle uğraşan insanın durumu ne güzeldir! Böyle olmalı ki herkes kendi yerinde, kendine uygun olan yerde bulunsun. Böyle bir insan mutludur, huzurludur. Böylece varoluşun tüm hakikatlerini elde eder.
İnsanlara hitap ederken, onların akıl seviyelerine göre hitap edin!
Allah bizi, kendilerine nimet verdiği ve nimetini her an ve her durumda üzerlerinde gördüğü, ayrıca Kendine şükreden kullarından etsin!
Cahillik bir ölümdür; ilim ise bir diriliştir.
Bir gün ezan okudum. Ezanın her kelimesini söyledikçe Cenab-ı Hak gözümden perdeyi kaldırdı ve gözümün gördüğü her yeri hayırla dopdolu gördüm. Öyle büyük bir hayır gördüm ki, aklı başında olan insanlar görmüş olsaydı aklını kaybederdi. Ve bana denildi ki;
“Gördüğün bu şey, ezanın sevabıdır.”
Öfkeli insan hayvanlar ve yırtıcı canavarlar konumundadır: O da tıpkı onlar gibi yaptıklarını bilerek ya da görerek yapmaz.
İnsanları yüzleri üstü cehenneme sokan dilleriyle kazandıklarından başka nedir ki?
Muhyiddin İbn-i Arabi Hakkında daha fazla bilgi için tıklayınız
Daha fazla dini söz için tıklayınız