ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN DUYGU DOLU ŞİİRLER

Ümit Yaşar Oğuzcan 22 Ağustos 1926 tarihinde Tarsus’ta doğdu. Annesi Güzide Hanım babası ise Lütfü Bey’dir. Annesinin Faruk Nafiz Çamlıbel hayranlığı ilgisini çekmiş ve küçük yaşta şiire ilgi duymuştur. Eskişehir İnkılap İlkokulu (1937), Konya askeri ortaokulu (1940) ve Eskişehir Ticaret Lisesini (1946) bitirmiştir. Osmanlı bankası,  İş bankası ve Akbank’ta farklı görevlerde bulunmuştur.1960 yılında kendi adını taşıyan bir yayınevi kurdu. 1979 yılında ise yine kendi adını taşıyan sanat galerisini açmıştır.
Türk edebiyatının en önemli şairlerinden biri olan sanatçı, Cumhuriyet dönemi yazarları arasında yer almaktadır. Şiire 1940 yılında Yedigün şairleri arasında başlayan Ümit Yaşar Oğuzcan’ın 33 şiir, 4 düzyazı kitabı, 13 antoloji ve biyografik eser, toplam 50 kitap ve 500 den fazla şiiri bulunmaktadır.
Ümit Yaşar Oğuzcan günümüzde ise şiir plaklarıyla, şarkı sözleriyle ve yergileriyle tanınır. Şairimiz için 1973 ‘te büyük oğlu Vedat ‘ın ölümü şiirlerinin konularının değişmesinde dönüm noktası olmuştur. Oğlunun ölümünden önce; aşk, ayrılık, özlem temalarını işleyen Oğuzcan, 18 yaşındaki oğlu Vedat Oğuzcan’ı kaybettikten sonra eserlerinde ölüm temasına daha fazla yer vermiştir.

Ümit Yaşar Oğuzcan ’ın bestelenmiş şiirleri bulunmaktadır. Pek çok sanatçının bestelerinde şiirleri hayat bulmuştur.


Ümit Yaşar Oğuzcan ’ın bestelenen şiirlerinden bazıları ve besteleri söyleyen sanatçılar aşağıda listelenmiştir.

Ayrılanlar İçin: Nilüfer, Timur Selçuk

Beni Kör Kuyularda: Nükhet Duru, Edip Akbayram, Timur Selçuk, Yaprak Sayar, Münir Nurettin Selçuk

Sevdiği Dünyalar Kadar: Münir Nurettin Selçuk, Nesrin Sipahi, Münip Utandı

Bir Ateşim Yanarım: Nesrin Sipahi, Ahmet Özhan, Zeki Müren, Mustafa Keser, Mualla Mukadder Atakan, Behiye Aksoy

Bir Gece Ansızın Gelebilirim: Emel Sayın, Gönül Yaza, Neşe Karaböcek, 100 Derece, Taner Şener

Apansız Uyanırsan Gecenin Bir Yerinde: Aysel İpar, Nesrin Sipahi, Taner Şener, Gönül Akkor, Vedat Kaptan Yurdakul, Çiğdem Yarkın

Dost Bildiklerim: Zeki Müren, Bülent Ersoy, Sibel Can, Gönül Akkor, Seçil Heper, Adnan Şenses

Beyaz Güvercin: Timur Selçuk

İspanyol Mahallesi: Nilüfer, Timur Selçuk, Nükhet Duru, Yaşar Kurt, Salim Dündar, Soner Olgun

O Benim İşte: Nesrin Sipahi, Münir Nurettin Selçuk, Şükran Özer Doruk, Müzeyyen Yıldızdoğan, Mediha Demirkıran, Hüner Coşkuner, Ahmet Özhan


GÜZEL SÖZLER

Sana en muhtaç olduğum şu anda gel. Yaşamak olsan da gel, ölüm olsan da gel.


En ağır işçi benim; gün yirmi dört saat, seni düşünüyorum.


Öyle bir gel demelisin ki, mesafeler anlamını yitirmeli.


Ayrılık diye bir şey yok. Bu bizim yalanımız. Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.


Nice güzellikler gördüm yeryüzünde, en güzeli bir sabah ellerinle uyanmak.


Unutma ki her seven isimsiz bir kahramandır. Unutma ki insan; sevebildiği kadar insandır.



SONRA

Bu düzenli yaşamalar olmasa diyorum
Bu sabah kahvaltıları demli çaylar
Kızarmış ekmek dilimleri
Sonra giyinmek bir şey umarak aynalardan
Sonra düşmek yollara son otobüse yetişmek
Sonra çalışmak akşama kadar
Sigara dumanları beylik konuşmalar
Dört yanın taştan heykellerle dolu
Kime seslenirsen sağır
Ne yana bakarsan bir beyaz duvar
Sonra kulaklarında bu şehrin uğultusu
Alabildiğine bir bezginlik yüreğinde
Sonra o geçmek bilmeyen saatler
Sonra akşam
Sonra paydos
Sonra yalnızlık
Sonra keder
Bir gece başımızı alıp gitsek diyorum
Bir deniz kenarı mı olur
Bir dağ başı mı olur
Kaçsak bu kalabalıktan
Bir yer bulsak kendimize
Düzenli yaşamalardan uzakta
Bir yanımızda şehrin ışıkları

Bir yanımızda kucak dolusu yıldızlar
Orada hiç yemesek hiç uyumasak
Hiç düşünmesek yarını

Sonra unutsak sıkıntısını günlerin
Gecenin karanlığını
Sonra bıraksak kendimizi sevgiye erdemliğe mutluluğa
Her nefes alışta duysak yaşadığımızı
Sonra kaybolsak bu özgürlükte
Bu hazda
Bu derin aydınlıkta
Sonra sabah
Sonra paydos
Sonra kurtuluş
Sonra ölüm



ÇIKMAZ SOKAK

Bir daha dünyaya gelsem
Yine seni severdim
Beni üzesin diye
Beni deli divane edesin diye
Biliyorum
Sen de bir daha dünyaya gelsen
Yine beni sevmezdin
Kahrımdan öleyim diye


SENSİZ OLMAK

Nerde o denizim benim, lekesiz gökyüzüm?
Hani o içtikçe susuzluğumu arttıran çeşme?
Kim götürdü bakışlarımı, ne oldu gözlerime?
Hani benim ellerim, ayaklarım, saçlarım, yüzüm?

Bu ben değilim besbelli, bu bir başkası!
Gözlerim yabancı bakıyor gözlerime aynadan
O kim? böyle durup durup beni aldatan?
Besbelli bir oyuna gelmişim açıkçası

Birini sevmişim besbelli, beni koyup gitmiş,
Ondan şimdi aradığım hep o, hep ben!
O ikisi kırmış beni, yıkmış , incitmiş

Şimdi bilmediğim bir şarki her yerde söylenen;
Sevinçten , mutluluktan , sevgiden uzak.
Ne acı! senin olmak , sende olmak , sensiz olmak!


SEVGİ ÇIKMAZI

O artık benim için bir ölüdür demişsin
Seni bunca sevene acı bir sitem mi bu
Ayrılıklar içinde taş mı kesildi kalbin
Hiç unutmam dediğin günleri unuttun mu
Bir ev hatırlıyorum sonra küçük bir oda
Ve hazdan yeryüzünde kaybolmuş iki kişi
Ellerini sürdüğün her şey güzel olmalı
İnan her gün yeniden yaşıyorum geçmişi
Değil seviştiğimiz o essiz birkaç ayı
Bir elmas parçasını ustaca işler gibi
Bir bir düşünüyorum geçen her dakikayı
Dilerim yeniden doğ gel de güneşler gibi
Mahzun dudaklarımda aşkın ateşini yak
Sevenler için değil yaşarken ölü olmak


YAŞAYAN ÖLÜ

Bir ölü gelecek evine yarın
Gözlerinde yarım kalmış arzular
Dalıp hayaline hatıraların
Duracak kapıda sabaha kadar

Duyunca kapını çaldığını
Korkulu gözlerle dışarı bakma
Bütün odaların yak ışığını
Bir benim kaldığım odayı yakma.

Siyahlar giyin de pencereye çık
Aç kapıyı korkma yabancı değil
Bir ölü ki yaşıyor, gözleri açık

Ölüm seni sevmekten acı değil
Aradı bu ölü hayatı sende
Öldü artık, sevsen de sevmesen de



ZAMAN İÇİNDE

Bak! İşte gizleri yaşamın, işte mutluluk
Gülümsüyor bir kapı aralığından
Ellerimizi uzatsak tutabiliriz belki
Şimdi ya da hiç bir zaman

Unuttuğum bir şarkı mı? neydi o
Çok eskilerde düşmezdi ağzımdan
Birlikte yine söyleyebiliriz belki
Şimdi ya da hiç bir zaman

Gülen bir çocuk vardı yıllarca önce
Düşleriyle bulutlar üstünde yaşayan
Belki bir kez daha yaşarız o günleri
Şimdi ya da hiç bir zaman

Nasıl da yandı bir anda. Görüyor musun?
Dev
ağaçlarıyla o içimizdeki orman
Yanmamış bir yer buluruz belki, ararsak
Şimdi ya da hiç bir zaman

Kişi sımsıkı sarılıyor bulduklarına
Umutların bir rüzgarla savrulduğu an
Yine de bir şeyler kurtarabiliriz belki
Şimdi ya da hiç bir zaman

Her şey bize biz kadar yabancı artık
Giderek yitiyor zaman içinde insan
Oysa ki, çağları aşabiliriz birlikte, gel
Şimdi ya da hiç bir zaman


ÖLÜMDÜ O

Ölümdü o, beni aldatmayın
Soğuk nefesiydi yüzümde duyduğum
Öyle sessizce öldüm ki defalarca
Hiç bir zaman anlaşılmadı yokluğum
Hayatın omuzunda bir yük olduğu
Nice yalnız geceler, nice akşamlar
Tanrı biliyor ya kaç kere öldüğümü
İnandım ölüme, aşka inandığım kadar
Satır satır yaşadım yazdıklarımı
Ne saadetin ne güzel günün şairiyim
Kimse acımasın bana, istemem
Ben aşkın ve ölümün şairiyim.


BENİ UNUTMA

Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma

Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Hayal içinde perişan yürürüm
Sen de karanlığın sustuğu yerde
Beni unutma

O saatlerde serpilir gülüşün
Bir avuç su gibi içime, ey yar
Senin de başında o çılgın rüzgar
Deli deli esiverirse bir gün
Beni unutma

Ben ayağımda çarık, elimde asa
Senin için şu yollara düşmüşüm
Senelerce sonra sana dönüşüm
Bir mahşer gününe de rastlasa
Beni unutma

Halâ duruyorsa yeşil elbisen
Onu bir gün benim için giy
Saksıdaki pembe karanfilde çiğ
Ve bahçende yorgun bir kuş görürsen
Beni unutma

Büyük acılara tutuştuğum gün
Çok uzaklarda da olsan yine gel
Bu ölürcesine sevdiğine gel
Ne olur Tanrıya kavuştuğum gün
Beni unutma



BİR GÜN ANLARSIN

Uykuların kaçar geceleri,
Bir türlü sabah olmayı bilmez,
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden uğultudur başlar kulaklarında,
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık,
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın,
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine,
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu,
Şerefin, faziletin, iyiliğin güzelliğin.
Gün gelir de, sesini bir kerecik duymak için,
Vurursun başını soğuk, taş duvarlara,
Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın
Duyarsın.
Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin
Niçin yaratıldığını.
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini
Boşuna geçip, giden yıllarına yanarsın.
Dolar gözlerin, için burkulur
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların
Sevilen gözlerin erişilmezliğini
O hiç beklenmeyen saat geldi mi
Düşer saçların önüne ama bembeyaz
Uzanır gökyüzüne ellerin
Ama çaresiz
Ama yorgun
Ama bitkin
Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın
Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın

Bir gün anlarsın hayal kurmayı
Beklemeyi
Ümit etmeyi
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi
Lanet edersin yaşadığına
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın
O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden

Seni sevdiğimi bir gün anlarsın.



SEVİ

Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili

Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak

Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil

Ben senin en çok gülüşünü sevdim
Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman

Ben senin en çok davranışlarını sevdim
Güçsüze merhametini, zalime direnişini
Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini

Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini

Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni.


BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİM

Bu kadar yürekten çağırma beni!
Bir gece ansızın gelebilirim.
Beni bekliyorsan, uyumamışsan,
Sevinçten kapında ölebilirim.

Belki de hayata yeni başlarım,
İçimde küllenen kor alevlenir,
Bakarsın hiç gitmem kölen olurum,
Belki de seversin beni kim bilir.

Kal dersen, dağlarca severim seni,
Bir deniz olurum ayaklarında,
Aşk bu özleyiş bu, hiç belli olmaz,
Kalbim duruverir dudaklarında.

Ya da unuturum kim olduğumu,
Hatırlamam belki adımı bile,
Belki de çıldırır, deli olurum,
Sana kavuşmanın heyecanıyla.

Aşk bu, bilinir mi nereye varır,
Ne durdurur özlemini, seveni.
Bakarsın ansızın gelebilirim,
Bu kadar yürekten çağırma beni.


DOST BİLDİKLERİM

Sanırdım gündüzdü onlarla gecem
İçimde ümitti dost bildiklerim
Ne zaman yıkılıp yere düştüysem
Bırakıp da gitti dost bildiklerim
Hepsi varken baharımda, yazımda:
Kışın bir burukluk kaldı ağzımda
Seneler senesi oysa gözümde
Cihana eşitti dost bildiklerim
Nerde o sözlere kandığım günler?
Her gülen yüzü dost sandığım günler
Acıdan kahrolup yandığım günler
Ta canıma yetti dost bildiklerim
Meydana çıkalı asil çehreler
Aydınlanmaz oldu artık geceler
Yalanlar tükendi, indi maskeler
Birer birer bitti dost bildiklerim
Korkar oldum bana *dostum* diyenden
Yoksa yok olandan, varsa yiyenden
Ne onlardan eser kaldı ne benden
Beni benden etti dost bildiklerim



AYRILANLAR İÇİN

Yollarımız burada ayrılıyor
Artık birbirimize iki yabancıyız
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet her şeyi unutmalıyız

Her kederin tesellisi bulunur, üzülme
İnsan ne kadar sevse unutabilir
Mevsimler, gelir geçer, yıllar geçer
Sen de unutursun bir gün gelir

Hiç yaşamamışçasına, hiç sevmemişçesine
Unutursun o günlerimizi, gecelerimizi
O günlerce gecelerce sevişmelerimizi

Her şeyi evet her şeyi unutabilirsin
Hatta bütün yazdıklarımı satır satır
Kalırsa, içinde bir derin sızı kalır


BÜYÜK YALNIZLIK

Önce çaresizlik çaldı kapıları
Sonra yoksulluk
Bütün aşina çehreler silindi aynalardan
Bir anda boşaldı dünya
Yapayalnız kaldık

Tez tükendi umut ekmeği
Bitiverdi suların hayali
Çevirdik derin bir karanlığa gözlerimizi
Sen ey büyük yalnızlık
Bir sen terketmedin bizi


BENİ KÖR KUYULARDA

Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,

Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,

Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;

Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.


Ümit Yaşar Oğuzcan hakkında daha fazla bilgi için tıklayınız

Daha fazla güzel söz için tıklayınız

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir