VİRGİNİA WOOLF SÖZLERİ KİTAP ALINTILARI

Virginia Woolf (25 Ocak 1882 – 28 Mart 1941), 20. yüzyılın önemli İngiliz yazarlarından biridir. Woolf, modernist edebiyatın önde gelen temsilcilerinden biri olarak kabul edilir ve roman, deneme, kısa hikaye ve eleştiri türlerinde önemli eserler vermiştir. Roman türüne yaptığı özgün katkılarla edebiyat tarihine adını yazdırdı. Aynı zamanda döneminin en önemli eleştirmenlerinden biri olarak kabul edilir.

1882’de Londra’da dünyaya gelen Virginia Woolf, Victoria devri’nin tanınmış yazarlarından Sir Leslie Stephen’ın kızıydı. Virginia’nın annesi Julia Duckworth ile Leslie Stephen’ın beş çocukları oldu. Yaş sırasıyla Vanessa, Julian, Thoby, Virginia ve Adrian. Virginia on üç yaşındayken annesi ağır bir grip geçirerek ölmüştür. Woolf, o yıllarda kadınların ikinci planda kalması nedeni ile okula gönderilememiş fakat babası yardımı ile kendini geliştirmiştir. Kendisini babasının kütüphanesinde geliştiren Virginia Woolf, 1895’te bir gazetede kısa hikâyelerini yayınlatmıştır.

Virginia Woolf, İlk kitabı 1915 yılında yayımladığı Dışa Yolculuk olan yazarın, daha sonra Gece ve Gündüz (1919), Jacob’un Dünyası (1922), Mrs. Dalloway (1925), Deniz Feneri (1927), Orlando (1928), Dalgalar (1931), Yıllar (1937), Kendine Ait Bir Oda (1929), Londra Manzaraları (1931), Flush (1933), Bir Köpeğin Romanı (1933), Üç Gine (1938), Perde Arası (1941), Virginia Woolf’un Günlükleri ve Pazartesi ya da Salı (1921) isimli kitapları yayımlanmıştır. 

Perde Arası romanını yazdığı sıralarda artık kendini yeterince yetenekli hissetmiyor, yeteneğini kaybettiğini düşünüyordu. Her gün savaş korkusu ve yeteneğini kaybetmenin vermiş olduğu stres, dehşet ve korku sonucu ruhsal bunalıma girmiş, 28 Mart 1941’de içinde bulunduğu duruma daha fazla dayanamayıp evlerinin yakınlarında bulunan Ouse nehrine ceplerine taşlar doldurarak atlayıp intihar etmiştir.

Virginia Woolf, geride iki intihar mektubu bırakmıştır. Birisi kardeşi Vanessa Bell’e diğeri ise kocası Leonard Woolf’a.

Leonard Woolf’a, 18 Mart 1941

Sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumu hissediyorum. Yaşadığım o korkunç anlara geri dönemem artık. Ve ben bu kez iyileşemeyeceğim. Sesler duymaya başladım. Odaklanamıyorum. Bu yüzden yapılacak en iyi şey olarak gördüğüm şeyi yapıyorum. Sen bana olabilecek en büyük mutluluğu verdin. Benim için her şey oldun. Bu korkunç hastalık beni bulmadan önce birlikte bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemezdim. Artık savaşacak gücüm kalmadı. Hayatını mahvettiğimin farkındayım ve ben olmazsam, rahatça çalışabileceğini de biliyorum. Bunu sen de göreceksin. Görüyorsun ya, bunu düzgün yazmayı bile beceremiyorum. Söylemek istediğim şey şu ki, yaşadığım tüm mutluluğu sana borçluyum. Bana karşı daima sabırlı ve çok iyiydin. Demek istediğim, bunları herkes biliyor. Eğer biri beni kurtarabilseydi, o kişi sen olurdun. Artık benim için her şey bitti. Sadece sana bir iyilik yapabilirim. Hayatını daha fazla mahvedemem. Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum.

Virginia Woolf, modernist edebiyatın önemli bir figürü olarak kabul edilir ve eserleri hala edebiyat dünyasında büyük ilgi görür. Yaratıcı yazma, cinsiyet, kimlik ve insan psikolojisi gibi birçok önemli tema ve konuyu ele aldı. On beş kitap, sayısız deneme, eleştiri ve öykü yazdı. Bu yazımızda sizlere yüzyılın önemli yazarlarından Virginia Woolf hakkında kısa bilgiler ve kitaplarından alıntılar hazırladık, iyi okumalar.


SÖZLERİ

Ne hoş bir güzelliği vardır; Hafif adımlarla, dünyadan gülümseyerek geçenlerin. Kimseye bir kötülüğü dokunmadan yaşayanların. Onurlu bir yaşamı seçenlerin.


Bu dünyadaki en mutsuz insanlar, başkalarının ne düşündüğünü takıntı haline getirenlerdir.


Sevmek insanı yalnızlaştırıyor.


Hepimiz birer mahkûm değil miydik! Geçenlerde bir piyes okumuştu. Orada bir adam sürekli hücresinin duvarına resimler çiziyordu. Hayat da tıpkı böyle bir şeydi. Boyuna duvara bir şeyler çiziyorduk.


Zarif ve görgülü ruhlar bu dünyaya ait değillerdir.


Üzerinden ordular geçse bile, kılı kıpırdamayan cümleleri seviyorum.


Evet, bir baharı hak ettim. Hiç kimseye hiçbir şey borçlu değilim.


Bir hayali öldürmek, bir gerçeği öldürmekten daha zordur.


Benim aklımın özgürlüğüne vurabileceğiniz hiçbir kilit, hiçbir kapı, hiçbir sürgü yoktur.


Yüreğimiz gözyaşlarıyla dolu, dudaklarımız kahkahalarla.


Zaman direklere çarpar. Kalakalırız. Duygudan yoksunuzdur. İnsanın gövdesini ayakta tutan, artık alışkanlıklarının iskeletidir. O da bomboştur zaten.


Tüm istediğim, tek başıma çürüyüp gitmek üzere yalnız bırakılmak.


Keşke insanlar düşündükleri şeyleri dosdoğru söyleselerdi, ne çok sıkıntıdan kurtulurlardı.


Zeka saçmalıktı. İnsan hissettiğini söylemeliydi.


Öz güven olmaksızın özenle korunan bebekler gibiyiz.


YALNIZLIK

Zaman, Ocak’tan Aralığa kadar ne çabuk geçiyor! Hepimiz, artık alıştığımız için bizlere gölge etmeyen zorlu akıntılara kapılmış gidiyoruz; hiçbir şeyi kıyaslamıyoruz, beni ya da seni , nerdeyse hiç düşünmüyoruz.


Yararı yok; ayrı yaşamalıyız; birbirimizi anlayamıyoruz; yalnızca birbirimizin en kötü yanlarını ortaya çıkarıyoruz.


Kütüphanelerini istediğin kadar kilitle; zihnimin özgürlüğünü ne bir kapı, ne bir kilit, ne bir sürgüyle kısıtlayabilirsin!


Düşünüyordum da, şu hayat dediğimiz şeyin ne hoş ödülleri vardı; şuna buna hınç duymak, kin beslemek ne kadar yersizdi ve dostluklar kurabilmek ve kafa dengi kişilerle birlikte olabilmek ne kadar gıpta edilecek bir durumdu.


En iyi yetiştirilmiş kadınlar zihinleri en uygar olanlardır.


Bu dünyadaki en mutsuz insanlar, başkalarının ne düşündüğünü takıntı haline getirenlerdir.


Kadının varlığına katlanamayan zihniyet; elbette onun yazmasına, okumasına, düşünmesine de karşıdır.


İnsanın hissettiklerini hiç söyleyememesi, ne korkunç.


Sonra özgürlüğüm bayrak açacak ve bütün bu kırışan ve pörsüyen kısıtlamalar, saatler ve düzen ve disiplin ve doğru zamanda orada burada olmalar, paramparça olacaklar.


İşte başka bir gün.. Bu yaralı bir gün olabilir, kusurlu bir gün de.


Ayrıca, şatafattan ve ilgisizlikten ve hep yanlış şeylerin vurgulanmasından, insanların yıldızlı, süslü gece kıyafetleri içerinde kıristal avizeler altında nutuk atmalarından da. Nefret ediyorum.


Dört bir yanında, hissetmedik­leri bir şeyi hissediyormuş gibi yapan insanlar vardı.


Onlarla konuşunca, dünyanın en mutlu insanları olmalarını engelleyecek hiçbir şeyleri yok diye düşündüm, tek eksiklikleri bunu bilmemeleri.


Bu kadar çok acı çeken bizlerin bu kadar çok acı verebilmesi çok tuhaf.


Bir hikaye anlatmam gerekiyor ve hikayeler o kadar çok ki, çocukluk hikayeleri, okul hikayeleri, aşk, evlilik, ölüm vesaire; ve hiçbirisi de gerçek değil bu hikayelerin. Ama yine de çocuklar gibi hikayeler anlatıyoruz birbirimize ve onları süslemek amaçlı komik, gösterişli ve çok güzel cümleler uyduruyoruz.


Virginia Woolf hakkında daha fazla bilgi için tıklayınız

Daha fazla güzel söz için tıklayınız

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir